Paoul ( İtalya ), Diamant ( Almanya ) ve Bego ña Cervera ( İspanya ) markalarının Türkiye'deki tek yetkili satıcısı BuenEstilo'da sadece en iyileri bulacaksınız.

Kimdir bu marakalar, nasıl dünyanın en iyileri olmuşlardır? Hayat hikayelerini okudukça anlayacaksınız ki, tecrübe ve kalite bu markalarda birleşiyor.

 
 
                 
 
   
   
   
   

1967'de Paolo Pizzocaro, bulunduğu bölgedeki diğer birçok ayakkabı üreticisi gibi, modaya uygun ayakkabılar üreten bir firma sahibiydi. Dans yarışmalarına katıldığında gördü ki, dans ayakkabıları, günlük ayakkabılardan çok farklı: tabanları bufalo derisinden, belirli bazı esneklik özellikleri var, topuk şekilleri değişik ve diğer birçok farkın yanında her şeyden önemlisi hafifler. Paolo Pizzocaro, dansa olan ilgisi ve ayakkabı üretimindeki tecrübesini birleştirip, , dans ayakkabıları üreten ilk İtalyan markasını yaratmaya karar verir. Ancak birçok zorlukla karşılaşır. 1970lerdeki dansçı sayısı, günümüzdeki kadar çok değildi. Hele İtalya adına yarışmalara katılan çift sayısı çok daha azdı. İlk başlarda yılda birkaç yüz çift ile üretime başlar. Ayakkabıları o zamanın usta dansçılarına denettirip, üretilen dans ayakkabılarında neyin iyileştirilmesi gerektiğinin bilgisini alırdı. Deneme süreci çok uzundu, hatta diyebiliriz ki bugün bile devam etmekte. O zamanlardan bu zamanlara çok şey değişti. Paolo Pizzocaro'nun sanatçı laboratuarı, dans ayakkabıları üreten bir sanayiye dönüştü. Sanayi kelimesi, bugün markanın geldiği noktayı belirtmek adına kullanılan bir terim aslında. Paolo Pizzocaro, firmasını sanat üretilen bir laboratuar olarak görmekte. Üretimdeki her adım – taban kesiminden, üst kısımların hazırlanmasına, iç tabanların işlenmesinden, ürünün parçalarının bir araya getirilmesine kadar, her şey el ile veya elle çalıştırılan makinelerle yapılmakta. Bu makineler, kullananın becerisi olmadan üretimi gerçekleştirebilecek makineler değiller.

Bu firmanın öne çıkan en önemli özelliği de, ‘kişisel üretim' yapabilmesi. Sanayileşmiş firmalarda bu talepleri karşılamak mümkün değil.

Üretimde en kaliteli deriler kullanılmakta. Paoul'ün misyonu, müşterilerine sağlam ve dayanıklı dans ayakkabısı sunmak. Üretim için ayrılan büyük alanlara ek olarak ( firmanın tamamı 3.000 m2 alan üzerine kurulu ), firma bünyesinde büyük bir dans salonu da mevcut. Dünyanın önde gelen profesyonel dansçıları bu salonda, üretilecek modelleri test ediyorlar. Bundaki amaç, üretici ile nihai tüketiciyi buluşturmak ve sürekli bir iletişim olanağı sağlamak. Bu amaçla oluşturulan 350 m2 ahşap zeminli dans salonu aynı zamanda profesyonel dansçılardan ders alan yeni dansçılar için de bir buluşma noktası olmakta.

Paolo Pizzocaro, böyle bir dans salonuna sahip olmakla, üretim ve dansçıları en hızlı şekilde bir araya getirebildiklerini, böylelikle de dans pistindeki günlük tecrübeleri değerlendirme, yeni malzemeleri ve yeni formları deneme olanağı bulduklarını dile getiriyor.

‘Başlangıç, diğer her işte olduğu gibi, zordu' diyor Paolo Pizzocaro. Ancak bugün gelinen nokta, ‘PAOUL' markasını dünyanın en iyilerinden biri yapmakta. Yılda 50.000 çiftin üzerinde üretim yapılmakta. Üretimin %70'i İtalya içinde dağılırken, kalanı dünya pazarında yetkili satıcıları ile yerini almakta. Bu ayakkabı fabrikası Pizzocaro ailesi için, dünü, bugünü ve yarını temsil etmekte. Ve nesilden nesle devam ettirilecek bir başarı öyküsü olmakta.

Calzaturificio Paoul: Markanın amacı, ‘ büyük bir firmanın garantisi ile uzun yıllara dayanan tecrübenin getirdiği kaliteli el işçiliğinin mükemmel birleşimini, en iyisini isteyen dans severlerin hizmetine sunmak'.

 

 
 
                 
 

1873'te ‘Natürel Ayakkabı' üretimine başlayan, ayakkabı ustası Eberhard Müller, 133 yıllık ayakkabı üretiminin temellerini atmış oldu. O ve oğlu Otto Müller, ayağın doğal yapısına uyan ve adına ‘angulus' dedikleri bir ayakkabı ürettiler. Angulus ayakkabıları aynı zamanda, İsviçre'de lisans ile üretiliyordu ve firmalarının ününü sınır ötesine taşımıştı. 1938'de Otto Müller, Patos ayakkabı fabrikasını satın aldı ve Angulus ayakkabıları ile birlikte, moda olan Patos bayan ayakkabılarını da üretmeye başladı.

1945 Mayıs'ında savaşın bitmesiyle, Otto Müller Jr. yönetimin başına geçti ve savaşta yıkılan fabrikayı yeniden inşa etti. Kalitesiyle tanınan Angulus ayakkabılarının üretimi yeniden başlamış oldu, fakat bu sefer son modaya uygun olarak.

1957'de fabrika yeni binasına taşındı ve bu binada angulus olarak gelin ayakkabıları ve şık gece ayakkabıları üretildi.

1975 yılında dans ayakkabıları üretimi başladı. ‘Diamant' markası altında üretimine başlanan dans ayakkabılarının her aşamasında, tanınmış Alman dansçılar katkıda bulundular. 1982 yılından itibaren ise, firma sadece dans ayakkabıları üretimine yöneldi. O zamandan beri Diamant markası, dünya çapında tanınmış ve diğer dans ayakkabıları markaları arasında kalitenin öncüsü olmuştur.

Üretimde teknolojiden de yararlanılarak ve birçok yeni malzeme kullanılarak yeni modeller oluşturulmaktadır. Ancak her ne kadar teknolojinin katkısı olsa da, Diamant dans ayakkabılarının üretimindeki her aşamada, el işçiliğinin önemi yadsınamaz.

Firma şu ana kadar 4 kıtada 26 ülkede bulunan satıcılarına 2,100,000 çift dans ayakkabısı sağlamıştır. Bu da, markanın tecrübe ve kaliteyi en iyi şekilde harmanlayarak, dans ayakkabıları konusunda liderler arasında olduğunu göstermektedir.

 

 
 
       
 


Begoña Cervera markasını yaratanların Flamenko tutkuları,  kendilerini tamamen bu dünyaya adamalarını sağlarken, ürettikleri Flamenko ayakkabılarıyla flamenko dünyasına ses ve güç getirdiler.

Eğer geriye dönüp de ilk flamenko ayakkabılarına bakarsak, gerçekten üzerinde emek harcanmış, el işçiliği fazla çok değerli ayakkabılar çıkar karşımıza. Bu geleneği yeniden keşfederek ve hatta daha ileri götürerek, şu ana kadar sadece şallarda ve kostümlerde kullanılmış nakışları flamenko ayakkabılarına taşıdılar. Geleneksel çiçek motiflerini ve nakış desenlerini ayağa, bu sanatın temel unsuruna kazandırdılar.

Profesyonel dasçılar, showlarındaki her bölüm için ayrı bir tasarıma ihtiyaç duyarlar. Begoña Cervera da bu ihtiyacı, yaratıcılık ve tasarımdaki gücü ile karşılamaktadır. Bunu yaparken profesyonel dansçıların yanında, amatör dansçıları da göz ardı etmezler.

Üretim sürecini şöyle dile getirmektedirler: ‘Bir çift ayakkabının üretimi sırasında o kadar çok aşama var ve o kadar çok usta elden geçiyor ki, ayakkabının üretimine dahil olanlar, üzerinde parmak izlerini bıraksalar ancak o zaman kaç tane elin değdiğini hesaplayabiliriz. Bizim gibi, kendini bu işe – sanata – adamış olanlar çok iyi bileceklerdir ki tamamen el işçiliği ile üretilen flamenko ayakkabılarının maliyetleri oldukça yüksektir. Biz de bu sebeple, geleneği yeni teknoloji ile birleştirerek; kalite, tasarım ve rahatlığı maksimum düzeyde bir arada bulunduran bir ürün yaratıyoruz’.

 
               
 
 
                 
                     
 

Çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olan firma, her seviye flamenko dansçısına hitap etmektedir. Ürün teknik özellikleri amatör, yarı-profesyonel veya profesyonel flamenko ayakkabılarında üretim aşamalarına göre farklılıklar göstermektedir.